Genel Haberler Ve Duyurular

6rges1arfbfjesdxr8r3.jpg Bu kisima kendi kurumsal yazilar yazabilirsiniz yani duyurular yazacaksiniz index.php duzenleyiniz.

hosting duyurulari

yazi 1 ...

6hfa7cz0h6xm1f4xl9z.jpg ikinci duyuru

bu kisimi duzenlemeniz gerekiyor duzenlemek için index.php

yazi 2 ...

5vsv1uy2vw8o0kkn1a.jpg son duyuru

Bu kisimdan da her hangi bir duyuru veya önemli bir bilgi geçirebilirsiniz.

index.php duzenleyiniz

yazi 3 ...

CUMA YILDIRIM

Malatya Hekimhan Basak Köyü Güncel Haberler Duyurular

BASAK KÖYÜ - YOLAŞAN TV - MALATYA HEKİMHAN BASAK KÖYÜ WEB SİTESİ WWW.YOLASAN.NET - WWW.BASAKLIYIZ.TR.GG

aliaslansiirler



ESKİ BASAK'A ÖZLEM


Katliamdan kaçan dört kişi kurdu.
İnkar edemeyiz onların yurdu.
Sonsuza götürmek bizlerin derdi.
Köylerin içinde bir, Basak Köyü.

Suyu ve havası cana can katar.
Basak'ta yaşayan deliksiz yatar.
Ben de döneceğim gurbetlik yeter.
Emekli olayım dur, Basak Köyü.

Dağlarında adım, adım izim var.
Sende unutulmaz pek çok mazim var.
Ölene dek seveceğim sözüm var.
İnan benim sözüm söz, Basak Köyü.

Oynağın, Çakşağın, Kaya Başın var.
İçli köften, sulu köften, ekmek aşın var.
Dayanılmaz çok da fena kışın var.
Hepsini özledim ben, Basak Köyü.

Nerede sığırın? Nerede sürün?
Nerede yatağın? Nerede berin?
Suların çok soğuk, havan da serin.
Eskiyi isterim ben, Basak Köyü.

Damlarında sergilerin olurdu.
Ambarların buğday, bulgur dolardı.
Tarhana çorbası ne hoş olurdu.
Çökeleğin bile yok, Basak Köyü.

Değirmende tuzsuz pağarç pişerdi.
Pağarcın kokusu köye düşerdi.
Onu yiyen insan fazla yaşardı.
Hepsi hayal olmuş vay! Basak Köyü.

Küçüğün büyüğe saygısı vardı.
Büyüğün küçüğe sevgisi vardı.
Karını doyurmak bir hayli zordu.
Ağız tadı vardı be! Basak Köyü.

Düğünlerin, bayramların hoş idi.
Araba yok idi, merkep baş idi.
Gelinler kutnulu, başı fes idi.
Onları özledim ben, Basak Köyü.

Sütlükler sırtında sağcıların var idi.
Sokuya yığılmış kürtük karın var idi.
Eskilerin işleri pek de zor idi.
Şimdi her iş kolay bak, Basak Köyü.

Damat otururdu, bey damı vardı.
Kömbe kaçıranı ayağından asardı.
Akşama dek gelin, damat ayrı yaşardı.
şimdiki düğünler fos, Basak Köyü.

Hani çiftçilerin? Nerede çoban?
Hani malamalar? Nerede yaban?
Hani boyunduruk? Nerede saban?
Eski tadın, tuzun yok Basak Köyü.

Basak deresinden İn deresine,
Kavaklar dizilmiş bir sırasına.
Gaz yağı koyardık biz çırasına.
Şimdi teknoloji var, Basak Köyü.

Özenle çizilmiş güzel dağların.
Kuşlarla süslenir bahçen bağların.
Ölenlere rahmet, baksın sağların.
Kalkınman gerekir, Can Basak Köyü.

Düşündü Ali ASLAN, hayale daldı.
Ancak bu kadarı kaleme aldı.
Eskilerden günümüze ne kaldı.
Kalan da bitmesin he! Basak Köyü.



AĞLAMAK MI, GÜLMEK Mİ GEREK


Şu bizim dağların yazı kalmamış.
Dağda otlayacak kuzu kalmamış.
Yaşlıları bitmiş genci kalmamış.
Ağlamak mı gerek, gülmek mi gerek?

Yaylaları diz boyunca ot olmuş.
Yurtlaklar yıkılmış taşlarla dolmuş.
Sürüler sulanan sulaklar nolmuş.
Ağlamak mı gerek, gülmek mi gerek?

Dağlarında koyun, kuzu meleşmez.
Otlağında kınalı koç dolaşmaz.
Bağlarında sevgililer buluşmaz.
Ağlamak mı gerek, gülmek mi gerek?

Gelenekler birer birer yok olmuş.
Hani koç salımı nerede kalmış.
Öğrenci kalmamış okul kapanmış.
Ağlamak mı gerek, gülmek mi gerek?

Mihrican mı değmiş gülleri solmuş.
Meşhur kış yarısı cocuğa kalmış.
Hele yardımlaşmak hayalde kalmış.
Ağlamak mı gerek, gülmek mi gerek?

Ali ASLAN eskileri seversin.
Geçmişi yaşatmak senin hevesin,
Devir dönmüş, zaman bozuk neylersin.
Bizlerin zamana uyması gerek..



SILA


Doğup büyüdüğüm,
Oturup süründüğüm,
Koşup yürüdüğüm.
Unutulmaz yerdir sıla.

Gezip dolaştığım,
Gençliğe ulaştığım,
Eşimle tanıştığım,
Unutulmaz yerdir sıla.

Çiçekler topladığım,
Gülünü kokladığım,
Oynayıp hopladığım,
Unutulmaz yerdir sıla.

Anamın kucağında,
Babamın ocağında,
Gönlümce eğlendiğim ,
Unutulmaz yerdir sıla.

Sorumluluklardan uzak,
Kurulmadan hiçbir tuzak,
Korkusuzca dolaştığım.
Unutulmaz yerdir sıla.

Çileler çekmediğim,
Oyundan bıkmadığım,
Karalar takmadığım,
Unutulmaz yerdir sıla.

Geçim derdi bilmediğim,
Göz yaşını silmediğim,
Ağlamayıp hep güldüğüm,
Unutulmaz yerdir sıla.

Ali ASLAN'ın çok sevdiği,
Usanmadan hep övdüğü,
Huzur, mutluluk bulduğu,
Unutulmaz yerdir sıla.



ÇATAL ARMUT


Küçük bir mahalle olmuş.
Bizim köyde Çatal Armut.
Her yeri kaysıyla dolmuş.
Çok yeşildir Çatal Armut.

Sığır yolu ordan geçer.
Fücür emmi ekin biçer.
Satoğ dayı bostan eker.
Çok güzeldir Çatal Armut.

Üç tarafa ayrılır yol.
İçilecek suyu da bol.
Al kadehi kafayı bul.
Çok serindir Çatal Armut.

Çeşit çeşit çiçek açar.
Etrafına koku saçar.
Renk renk kelebekler uçar.
Çok canlıdır Çatal Armut.

Oradadır Hıdır Taşar.
Sığır Yumru Taş tan aşar.
Köylüm Ali orda yaşar.
Çok şirindir Çatal Armut.

Kıyıklardan öte yana.
Suyundan iç kana kana.
Güzel geldi Ali Aslan a.
Bizim köyde Çatal Armut.



ANAM


Daha kırk dördünde yoldaşsız kaldın.
Gizliden gizliye ağladın yandın.
Bütün bir ömrünü bize adadın.
Huri miydin? Melek miydin? Sen anam.

Gece gündüz hiç durmadan çalıştın.
Yalnızlığı işe kattın alıştın.
Nerde ana desek hemen ulaştın.
Hızır mıydın? Bilmen ne idin anam.

Sevgi verdin bize bir gün üzmedin.
Karşı geldik sana içten kızmadın.
Bize hizmet ettin hiçte bezmedin.
Deniz mi? Umman mı?ne idin anam.

İki oğlunun acısıyla dağlandın.
Bize bildirmeden ciğerden yandın.
Sen bu acılara nasıl dayandın,
Taş mıydın? Demir miydin? Sen anam.

Aklım ereli kara bağlardın.
Çektiğini bana söyler ağlardın.
Karışma diyerek kolum bağlardın.
Sabır taşı mıydın ? ne idin anam.

Son yılların unutturdu acını.
Arar oldun anan ile bacını.
Yoldurttular sana beyaz saçını.
Can mıydın ,Canan mıydın? sen anam.

Bazen azarlandın, bazen dövüldün.
Bazen küfür duydun, evden kovuldun.
Ele sır vermedin, yine övündün.
Pir miydin? Sultan mıydın? Sen anam.

Çalışırken ölmeyi hep dilerdin.
İçten ağlar iken dıştan gülerdin.
Kadir mevlam sana verdi muradın.
Ermiş miydin? Bilmem ne idin anam.

Dövülüp kovulmana dayanmaz özüm.
Bir gün güldüğünü görmedi gözüm.
Ondan cenazen de buruktu yüzüm.
Umarım mekanın cennettir anam.

O gün öleceğini nasıl anladın.
Komşulara vasiyetin söyledin.
Umarım hakkını helal eyledin.
Ali'nin hakkı sana helaldır anam



GURBET


Önce cazip gelir sana.
Çekip alır seni gurbet.
Sonra dönmek istesen de,
Bırakmaz ki seni gurbet.

Gurbet okul için başlar.
Gözlerden akıtır yaşlar.
Selamın götürmez kuşlar.
Amansızdır zalim gurbet.

Başa belalar getirir.
Ömrünü yiyip bitirir.
Nice holdinkler batırır.
Acımaz insana gurbet.

Dört mevsim hormon alırsın.
Genç yaşta kanser olursun.
Ne ağlayıp, ne gülersin.
Dalın kırar zalim gurbet.

Doğal besin alamazsın.
Temiz hava solumazsın.
Hiç huzurlu olamazsın.
Ağız tadı koymaz gurbet.

Ali ASLAN a çok çektirdi.
Bazen canından bıktırdı.
Köye gıptayla baktırdı.
Yüzüm güldürmedi gurbet.



YARİMİ GÖREYİM


Kurumadan bahçe bağlar,
Yarim gurbet elde ağlar.
Geçit ver ki yüce dağlar,
Gidip yarimi göreyim.

Kaldır başından dumanı.
Bitmesin yarin gümanı.
Özledim tam da zamanı.
Gidip yarimi göreyim.

Senin karın, boranın var.
Senden geçmek bir hayli zor.
Nolur artık bir geçit ver.
Gidip yarimi göreyim.

Adı, şanı büyük dağlar.
Yolsuz, ıssız çetin dağlar.
Koyma beni yetim dağlar.
Gidip yarimi göreyim.

Ali ASLAN sitem eder.
Yol bilmez ki nere gider?
Yol ver dağlar artık yeter.
Gidip yarimi göreyim.


YALNIZ GARİBİN


Gözleri kararır göremez olur.
Köyde günü geçmez yalnız garibin.
Yalnızlıktan bıkar gözleri dolar.
Gözyaşı kurumaz yalnız garibin.

Dağıtır kendini tarumar olur.
Bir yaprak misali sararıp solar.
Kimse halin sormaz yalınız kalır,
Dalı kolu kalmaz yalnız garibin.

Bitmeyen derdini kimseye demez.
Sevgi ister. Başka bir şey istemez.
Ağız tadı ile bir yemek yemez.
Kazanı kaynamaz yalnız garibin.

Kapıda bacada yalnız oturur.
Yalnızlık yükünü nasıl götürür.
Ali Aslan sözünü burada bitirir.
Çaresi tükenir yalnız garibin.



NAZLI YARE GİDEYİM


Esme seher yeli gülüm solacak.
Garip gönlüm gamda, yasta kalacak.
Yarimden ayırdın halim n’olacak.
Ara ver de nazlı yara gideyim.

Çok sert esme kolum, dalım kırarsın.
Niye bana böyle zarar verirsin.
Yar yolunda bana engel olursun.
Ara ver de nazlı yara gideyim.

Yol kesmeyi dağlardan mı? öğrendin.
Derdin mi çok ateşe mi dağlandın?
Neden benim yollarımı bağlarsın?
Ara ver de nazlı yara gideyim.

O yüce dağlardan dumanı götür.
Yersiz yurtsuzları bağrında yatır.
Bir de Ali ASLAN'ın keyfini yetir.
Ara ver de nazlı yara gideyim.


116382 ziyaretçi (255405 klik)


Copyright © 2006 wptr Türkçeleştirme - Tema Yapımcısı- Kerem YILDIRIM

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol